Beylerbeyine geldiğimde ugramadan gitmedigim biryerdir.Özellikle sütlü kahvesine bayiliyorum.Çocukluğumuzdaki gibi gercek sütten yapiliyor ve kesinlikle krema kullanilmiyor.Kesinlikle kafanizi dinleyebileceginiz harika bir mekan.

Önceleri Beylerbeyi Beşiktaş vapur iskelesini kullandığım zamanlarda tanıştım mahallenin kahvesiyle, havanın soğuk, yağmurlu, sisli ve karlı olduğu sabahlarda, nefis demlenmiş çayı ve içerden yayılan Türk sanat müziğininin seçkin seslerinden oluşturulmuş müziğiyle kapısını açıyordu işe vapurla giden erkencilere, Vapurun kalkış saatine çok az zaman kalsa bile nefis çayını içmeden vapura binmek istemiyorlardı müdavimler, hele sisli günlerde, geciken vapuru ya da seferlerin açılmasını beklerken, sonra soğuk kış günlerinde mönüye gerçek ve nefis salebi de eklediler, mis gibi tarçık ve zencefil ile yapılmış salebin kokusu sokağın başından çağırmaya başladı beni, hele rayihası, motorun Beşiktaş iskelesine yanaşıp beni bir sonraki etaba ulaştıracak vasıtayı bulma derdine düşene kadar, dilimin üzerinden genzime değin kaybolmuyordu. Sonra dostlarımla kahvaltısı için de gelmeye başladık. Kahvaltı klasik heryerde bulabileceğiniz çeşitler fakat hepsi en iyilerinden, zeytinin boyasızı, peynirin Ezinesi, eski kaşar trakya kuru ve biberli denilenden yani hafif yakar, son zamanlarda bulunması güç olanlardan, önündeki küçük verandası, içerisinin sevimli dekorasyonu ve bir çok yerde öff dedirttiren tuvaletlere göre tertemiz güzel ve ferah tuvaleti. (Yazmadan geçemedim, çok önemsiyorum bu detayları.) Hızlı ve adaplı servisi, son zamanlarda da zenginleşen mönüsü, Ekonomik fiyatlarıyla akşam iş dönüşü evde yemek için uğraşamam diyenlere, ya da öğlen yoğunluğundan kaçıp, hafif ama lezzetli birşeyler atıştırmak isteyenlere, güne güzel bir kahvaltıyla başlamayı seçenlere tavsiyem olsun.