La Boucherie

Eu visitei aqui na semana passada com amigos turcos. E nós tivemos uma ótima refeição! O sabor e apresentação foi perfeito. É um preço fixo.

3 arkadaş geldik. Mekanın içinden bahsetmek gerekir; restorant bölümü şık ve güzel döşenmiş renkli duvarları masa ve sandalye düzeni çok başarılı. Bar bölümünde ki ambiyans iyi, deri koltuklar çok rahat ve tam sohbetlik. Yanındaki orta şömine ile düzenlenmiş alan başarılı. Arka taraftaki restorant bölümü düzenli ve şık. İçerisi çok tatmin edici bir restorant. Yemek kısmına gelirsek kuzu tandır, döner ve salata aldık. Standart tattaydı ama kötü denemez. Böyle bir restoranttan insan daha farklı mönü bekliyor ama olsun :) fiyatlar çok abartılı değildi fakat valenin ısrarla 20 TL de diretmesini anlayamadım..

steakler çok güzel harika olmuş en iyi yer fiyatlar ucuz pahalı arasında bu mekana gelirim ben haftaya cuma akşamı ben behzat ç görüşürüz sonra

Ozellikle persembe gelmenizi oneririm. Two tenors baya iyi geliyor.adindan da anlasilacagi uzere -2 tenor- hemen hemen her konuda mizahinda getirdigi zeka sosuyla sov yapiyorlar et yemekleri baya basarili dedi yiyenler

Bir restoran düşünün ki menüsünde sadece tek bir yemek sunuyor. Etiler Nispetiye caddesi üzerinde açılan La Boucherie ( Fransızcada kasap manasına geliyor ) bu tanıma uyuyor. Emirgan’ın sevilen mekanı La Boom’un favori yemeklerinden La Boucherie steak, bu mekanın açılmasına vesile olmuş.

Set kebabın kapı komşusu olan mekan, 30-35 kişilik küçük bir kapalı salon ve bahçe kısmından oluşuyor. Beyaz örtülü masalar ve deri koltuklar bende iyi bir izlenim bıraktı. Arka tarafta hatırlı müşteriler için saklı bir vip odası var, görmenizi öneririm. Mutfak kısmı kapalı salonla iç içe. Gündüz sakin saatlerde gittiğim için sıkıntı yaşamadım ama akşam yoğun vakitlerde koku problemi yaşanabilir kanısındayım. Yemek servisi bittikten sonra DJ performansı ve kokteyl eşliğinde gece devam ediyormuş.

Fransız şef Arthur Vonderheyden’in icadı olan menü, Paris’te gittiğim meşhur Le Relais de l’entrecote restoranı hatırlattı. Cafe de Paris sosunun yaratıcısı bu mekanda da benzer bir konsept sunuluyor. La Boucherie menüsü kısaca salata, la boucherie steak ve limitsiz patatesten oluşuyor. Salata deyip geçmeyelim. Steak öncesi sunulan bu salata rokfor peyniri, yeşil elma, karamelize fındıklar ve sosuyla çok uyumlu. Yediğim en güzel salatalardan diyebilirim. Tadı damağımda kaldı. Keşke ana yemeğin yanında gelen patatesler gibi unlimited olsaydı. La Boucherie tabağı bol tereyağlı sosla servis edilen bonfile dilimleri ve tabağın kenarında bol miktarda patatesten oluşuyor. Kebap tabağını andıran metal tepsi üzerinde sunuluyor. Altında yanan mumlar eti sıcak tutmaya ve tereyağın donmasına mani olmaya yarıyor. Etin bu denli tereyağ sosunda olması biraz ağır geldi. ( bana kolay kolay bir yemeğin ağır gelmeyeceğini çevremdekiler bilir ) Tereyağı nereden temin ettiklerini sorduğumda Tikveşli markası olduğu söylendi. Tabağın kenarındaki patatesler lezzetliydi fakat yemesi epey güç. Fazla ince, uzun ve kıtır. Ne elle yeniyor ne çatalla : ) Yemeğin yanında Öküzgözü Boğazkere kırmızı tercih ettim. Tatlı menüsündeki creme brule, chocolate mousse, apple crumble ve chocolate cake gibi seçenekleri etten sonra daha ağırlaşmamak için yemek istemedim. Kahve ikramları ile yemeğim son buldu. 

Gelelim fiyat konusuna ; salata ve et tabağından oluşan fix menü ( Şubat 2016 itibariyle ) 86 tl. Kadeh şaraplar 30-35 tl civarında. Şişe su 12tl, yorum sizin. Ana ürünlerin yüksek fiyatını tolere edebilen bir kişi olarak içecek fiyatlarının bu denli şişirilmesi beni rahatsız ediyor ama demekki rahatsız olmayan bir kitle var.

Kısacası , salata lezzetinin esas yemeğin lezzetinden daha akılda kalıcı olduğu bu mekan benim tekrar gitmeye can atacağım bir lokasyon olmadı