Erdi @yiyomyiyomdoymuyom
+4.5
Semeni Restaurant, son zamanlarda en çok merak ettiğim yerlerin başında geliyordu. Sebebine gelince İstanbul’da pek eşi benzeri olmayan özgün yemekler ve damağına güvendiğim arkadaşlarımdan aldığım övgülerdi. Semeni; Türk halk kültüründe yaşam otu manasına geliyor. Semeni her baharda mevsimin bereketli geçmesi için buğdayın yeşillendirilmesidir.
Iğdırlı Azeri asıllı bir ailenin kurduğu restaurant Sarıyer Reşitpaşa’da İstinye Park’a ve Borsa’ya çok yakın pozisyonda. Mutfağın başında mekan sahibesi Nevra hanım var. Şık döşenmiş salon kendinizi evinizde hissettirecek pozisyonda. Duvarlarda Nevra hanımın yaptığı tablolar, annesinden kalan kaplar, tabaklar ve yöresel baharat kavanozları dikkat çekiyor. Haftaiçi sadece öğlenleri hizmet veriyorlar fakat cuma ve cumartesi akşamları rezervasyonlu olarak ( alkollü ) da tercih edebilirsiniz.
Menüyü Iğdır’ın komşuları olması sebebiyle İran, Ermeni, Azeri mutfağı karışımı gibi görebiliriz. Malzemelerin bir çoğu Hindistan’dan, İran’dan ve Ermenistan’dan geliyor. Ayrıca tereyağı, baharat ve sebzeler Iğdır’da bulunan akrabalarının çiftliğinden temin ediliyor. Baharat ve ot kültürünün çok önemli olduğu bölgede lepe, zerniş, safran ve sarıkök ( zerdeçal ) gibi pek alışık olmadığımız ek lezzetler yemeklerin içinde önümüze geliyor. Lepe, nohutun taş değirmenlerde öğütülmesiyle elde ediliyor. Zerniş bir çeşit üzüm, pilavlara konuyor. Safran bildiğimiz üzere çok değerli bir baharat. Zerdeçal ise mutfağın baştacı.
Neler yediğimize gelince:
1-Omaç aşı : Kemikli kuzu, evelik ( evelek ) ve börülce ile yapılıyor. Çorbadan çok bir yemek gibi. Çok lezzetli, doyurucu
2-Taş Köfte: Etin tokmakla dövme taşında dövülmesiyle elde ediliyor. İçinde tarhun, kırık nohut, patates ve ekşi erik var. Altında lavaş ekmeği ile servis ediliyor. Favori yemeğim budur..
3-Kazmaklı pilav : Haşlanan pirinç, tereyağda kızartılmış yufka ile birleştirilip ters çevrili servis ediliyor. Yanında etli ekşi aşı getirildi. Onu da üstüne döküp yersek oluyor ekşili pilav
4-Güveçte kuşbaşılı-lepeli dolma : Dolmanın içine kuşbaşı et ve kırık nohut parçaları olan lepe konuyor. Etli olduğu için nefisss.
5- Bozbaş ( Piti ) : Iğdır’ın imza yemeği. Kuzu etli, nohutlu bir yemek. Lezzeti kadar sunumu da ilgi çekici. Tabak altında lavaş ile servis ediliyor. Mutlak yenilesi..
6-Çilov kebap : Kuzu-dana kıymanın baharatlarla harmanlanıp tavada kızartılmasıyla yapılıyor. Üstünde soğan ile karamelize edilmiş zerniş ile servis ediliyor. Bu özgün yemeğin diğerleri kadar akılda kalıcılığı yoktu
Fiyatların cep yakmayacağı Semeni Restaurant’a yöresel mutfak severler, aynı şeyleri yemekten sıkılanlar, lezzet düşkünleri, samimi bir ortam ve güleryüz bekleyenler için şiddetle tavsiye ediyorum..
![Zomato]( "Recensione")
Son zamanlarda, Reşitpaşa'daki yeme-içme alanındaki hareketlilik ve gelişmelerden nasibini almış bir mekan daha keşfettik geçen hafta. Ermeni mutfağı, Cunda mutfağı, Yunan mutfağı adı altında müşteriyi yakasından çekmeye çalışan ve fakat ortam ve lezzet anlamında hiç karşılığını alamadığımız restoranlardan farklı olarak Semeni, aşina olduğumuz tatları Azeri mutfağının zenginlikleriyle harmanlayan ve yeni lezzetler sunan butik bir restoran. Azeri mutfağını daha yakından tanımak isteyenler için kesinlikle denenmesi gereken bir yer olduğunu düşünmekle birlikte, genel damak tadına hitap eden ve çoğu kez büyük umutlarla gittiğimiz restoranlarda bekleneni veremeyen Türk meze-yemek çeşitlerinin de hakkını veren bir restoran Semeni. Mezelerin hemen hemen hepsi önerilebilir, ama yoğurtlu semiz otu ve ıspanak borani kesinlikle denenmeli. Ana yemek olarak, beğendili kokoreç hiç şüphe yok ki başka yerde bulamayacağınız bir lezzet. Yemeklerin lezzeti ve Alican Bey'in misafirperverliği buranın yakın zamanda en iyiler arasında gösterilen otantik restoranlardan olacağının garantisi.
Yemeğinden hizmetine çok güzel bir mekan. Özellikle mekanın tasarımı çok hoş. Mutfağın açık olması ve yemeklerin bizzat yapılışını izleyebilmek farklı bir deneyim oldu. Tavsiye ediyorum.
![Zomato]( "Recensione")
Türk mutfağına alternatif olarak açılan mekânların akıbeti, ülkemizde çok da uzun soluklu olmuyor. Yeme alışkanlıklarımızdan mı, yeni tatları deneme korkumuzdan mı, Dünya mutfaklarından örnekler, ülkemizde kısıtlı ve sayıları az. Semeni’de bunlardan biri. Fakat bizim yabancı olduğumuz bir mutfaktan ziyade, bize yakın, benzer birçok yemeklerin olduğu ve kültürlerimizin benzediği Azeri mutfağı.
İşletme sahibi Nevra hanım, bizzat mutfağın başında bulunarak, Azeri ve kısmı Türk mutfağı yemeklerini, kendi yorum ve ağız tadıyla müşterilerine sunuyor. Mekân, konum olarak biraz arada kalmasına karşın, bu lezzetler uzun vade de müdavimlik yaratacağından, çok da önemi kalmayacağı düşüncesindeyim.
Şık ve güzel bir dekore edilmiş mekân, yine Nevra hanımın ince zevklerini taşıyor. Çok büyük olmayan mekanda, pişen yemekleri ve mutfaktaki koşuşturmayı görebiliyorsunuz.
Ne yediğime gelince, önden az miktarda hem köy çorbası ve yoğurt çorbası alıyorum. Yoğurt çorbasının içinde kişniş, maydanoz, ıspanak… ile devam eden otlar var. Otlar mevsimine göre değişikli gösterebiliyor. Bu çorbayı yine yemeklerin yanında, cacık olarak da verdiklerini söylüyorlar.
Sonrasında 4 çeşitten oluşan zeytinyağlı tabağı geliyor. Bu tabakta, kaşkarikas(kabaktan yapılıyor), zerdaçallı imambayıldı, zeytin piyazı ve ezme var. Bu tabaktan zerdeçallı imambayıldı favorim. Özellikle rakının yanında çok yakışacak bir meze.
Zeytinyağlılardan sonra, müşterileri tarafından en çok tercih edilen taş köfte geliyor. Kuzu etinin dövülerek hazırlanan kıymanın içine, kırık nohut, soğan, kuru reyhan, zerdeçal...malzemeleri konularak köftenin dış kısmı hazırlanıyor. Köftenin içinde ise, patates ve çekirdeği çıkarılmamış erik var. Bu yemeği yerken önerim, baştan köfteyi ve eriği parçalayıp beraber yenmesi. Eriğin verdiği mayhoş tat, yemeğe güzel bir aroma katıyor. Bir Iğdır yemeği olan Taş köfteye, İstanbul’da pek rastlamak mümkün değil.
Köfte sonrası İran pirincinden yapılan, ekşili pilav yemeği geliyor. Nevra hanım kültürümüze, pilavın tek başına yenilen bir yemek olmadığını, muhakkak başka bir yemekle birleştirilerek servis edildiğini söylüyor. Pilavdaki İran pirincini ise, Iğdır’daki kardeşinin vasıtasıyla getirdiği söylüyor.
Tüm yemeklerde, olabildiğince iyi malzeme kullanarak ve yerinden temin ederek butik bir mutfak yaratmaya çalışmış Nevra hanım. Kardeşlerinin vasıtasıyla, Iğdır’daki çiftlerinden ve Iğdır’ın genelinden birçok ürünü temin ediyorlar. Yakın gelecek Cuma ve Cumartesi akşamları alkollü yemek servislerine, pazarları ise açık büfe kahvaltıya başlayacaklar. Her ikisinde de iddialı olacaklarına eminim. Mekanı öneririz.
Bu sefer sizlere Iğdır yöresinin ve ona komşu olan üç ülkenin Azerbaycan-İran-Ermenistan mutfağıyla tanıştırmak istiyorum. Semeni Restaurant oraların ev yemek kültürünü gelen misafirlerine sunuyor her gün yenilen menüsü ile birbirinden lezzetli yemeklerini deneyebilirsiniz önceden arayıp günün menüsünü sormanızda fayda var. Türk kültüründe “yaşam otu” anlamında gelen Semeni kelimesinden adını alan mekan, Iğdırlı Azeri asıllı bir aile tarafından hizmet veriyor sahipleri Nevra hanım ve oğlu Alican bey samimi sohbetleri güler yüzlü servisleri ile kendinizi ev ortamında hissi yaratıyor yemekler hakkında merak ettiğiniz soruları gönül rahatlığı ile sorabilirsiniz.
Zafer Arsay (@eating_diaries)
+5
Reşitpaşa'daki Tuncay Artun Caddesi'ni bir kenara not etmenizi öneririm. Çünkü birbiri ardına açılan nitelikli mekanlarla birlikte bu cadde, İstanbul'un gastronomik haritasında yerini almaya başladı. Azeri, Kars ve Iğdır mutfaklarını temsil eden Semeni, bu mekanlar içinde belki de tek etnik restoran olma özelliğini taşıyor.
Türk kültüründe "yaşam otu" anlamında gelen Semeni, dekorasyonundan mutfağına her şeyiyle ilgilenen Nevra hanım tarafından açılmış. Kendisi eskiden bu yemekleri evde misafirlerine yaparken, Azeri mutfağını tanıtmak amacıyla bir restoranda sunmaya karar vermiş. Zevk ürünü bir dekorasyon, tertemiz kolalı keten masa örtüleri ve doğru dürüst yemek takımları eşliğinde yemeğinizi yiyorsunuz.
Burada çeşitler mevsimsel olarak değişmekle birlikte Azeri mutfağından ilginç örnekler tatmak mümkün. Ben önden soğuk çorba almak istedim. Yemek servise hazırlanırken etli yaprak sarma ve bezelyeli bulgur pilavı ile salata ikram etmeleri büyük bir incelikti. Salatanın tertemiz yıkanıp elle koparılmış olması ve sirke-limon sosuyla soslanması, sonradan gelecek yemeklerdeki özenin de bir işaretiydi. Soğuk çorba, artık hepimizin bildiği ayran aşını andırmakla birlikte, tadı farklıydı. Taş köfte ise ana yemek tercihim oldu. Pirinçli kıyma köftesinin ortasında küp patates ve ekşi erik, altında el açması yufka bulunuyor. Bu yemeğin orijinal sunumunda yufkanın üzerine sarımsaklı yoğurt konulup köfte içine ezilirmiş ama İstanbul'da müşteriler yemez diye sunum bu şekilde değiştirilmiş.
Semeni Restaurant, anne yemeği lezzetini şık ve huzurlu bir ortamda bulabileceğiniz bir mekan. Nevra hanımın Doğu Anadolu ile İran'dan getirttiği sıradışı otlar ve baharatlar, damakta fark yaratan lezzetlere dönüşüyor. Kendisi ve oğlu Alican bey son derece sıcakkanlılar. Sonbaharda inallah tekrar gelip, bu sefer tadamadığım çeşitleri denemeyi çok istiyorum.
#food #foodporn #instafood #gastronomy #meatball #azerbaijanicuisine #taskofte #azerimutfagi #semeni #semenirestaurant #Resitpasa #Istanbul #Turkiye
Adını semeni otundan alan mekan, ferahlığı ve şık tasarımıyla içeriye girdiğiniz andan itibaren sizi etkilemeye başlıyor. Mekanın duvarında asılı olan, semeni başta olmak üzere yemeklerde kullanılan diğer otların isim ve açıklamalarının yer aldığı kağıtlar bizi özenle hazırlanmış yemekler yiyeceğimiz konusunda ikna etmişti. Yoğurt çorbası aklımızdaki klasik bir yoğurt çorbasının çok dışında, otların dengeli bir şekilde ayarlandığı lezzetli bir başlangıç oldu. Sonrasında ise içine erik gizlenmiş taş köfte ve yine alıştığımızın dışında parça etle yapılmış dolma ile devam ettik. Gün içerisinde ağır ve yağlı olduğu için tercih edilmeyecek bu tabaklar, kullanılan malzemenin Iğdır'daki çiftliklerinden, Azerbaycan ve İran'dan özel olarak getirtildiğinden sizi ters köşeye yatırmayı başarıyor. Menüdeki diğer özel tatları denemek için en kısa zamanda daha aç ve vakitlice gitmeyi planlıyoruz.
İş sebebiyle İstinyePark civarlarındaydık ve yol üzeri taksi ile geçerken Semeni'yi gördük. Açıkçası içerideki şık dekorasyon bile farklı bir restoran algısı bizde. Şefleri, aynı zamanda işletmecisi Nevra hanım çok samimi ve içten bir şekilde ilgilendi bizlerle. Taş Köfte ve yöresel pilavları tadına ender rastlanır lezzetteydi. Şefleri baharat, et, tereyağı gibi ihtiyaçları Iğdır, Azerbaycan ve İran gibi şehir ve ülkelerden özel olarak getirtiyormuş. Yolu düşenlerin mutlaka uğraması ve bu çok leziz, aynı zamanda yöresel yemekler tatması gerektiğini düşünüyorum. Ben ise yolumu sık sık oraya düşüreceğim gibi:)
Hiç bir Azeri yemeğini daha önce tatmamış bir şekilde gittiğim ve tadabildiğim her çeşidi tatmaya çalıştığım restoran. Tadamadığım yemekler için ilk fırsatta tekrar gitmeyi düşünüyorum. Yoğurt çorbası, taş köfte, ekşili pilav ve parça etli biber/patlıcan dolması tadına bakabildiğim lezzetler oldu ve mutfağı gereği bir çok baharatın karışımından oluşmasına rağmen her yemekteki baharat dengesi yakalanmıştı. Ağır yemekler olarak değerlendirilebilecek bu yemeklerde hiç bir yağ ya da baharat yoğunluğu hissetmedim. Aksine özellikle taş köfte ve ekşili pilavı tadarken Türk mutfağında olmayan farklı baharatları keşfediyor insan. İstanbul'da henüz emsalini görmediğim bu lezzetleri umarım herkes keşfeder :)
Make a reservation
Order online
Find the best restaurant in İstanbul
An error has occurred! Please try again in a few minutes