Rulez Tesvikiye

Kaliteli sunum, lezzetli ve taze yemekler. Ekmekleri de harika!

Günümüzde kahvaltı denilince hepimizin aklına ya sayısız çeşidin servis edildiği açık büfe kahvaltılar ya da serpme kahvaltı adı altında küçük porsiyonlar halinde sunulan klasik kahvaltı lezzetleri aklımıza geliyor. Kahvaltıda nitelikten çok niceliğin ön plana çıktığı bir zamanda yaşıyoruz. İşte 3-4 ay önce açılan Rulez, kahvaltıya olan bu klasik bakış açısını değiştirme niyetinde. Mekânın ortaklarından Necla Tepekule daha önce Galata Karaköy bölgesinde butik kahvaltı sunumu konusunda deneyimli biri. Aslında eski Yunan Dili ve edebiyatı bölümü mezunu olan Necla Hanım Londra'da geçirdiği 2 yıl sonrasında gastronomi alanında da kendini geliştirmiş. Ülkemize dönünce Alman konsolosu, Fransız Ekonomi Ataşesi gibi kişilere dil dersleri vermiş. Turist grupları ile yemek turları düzenlemiş. Gastronomi ve filolojiyi beraber götürmüş. Kahvaltı sunumlarında onu rahatsız eden noktalar; çoğu yerde birbirini tekrar eden kahvaltı menülerinin sunulması ve bu esnada malzemelerin aşırı şekilde israf edilmesi. Her ne kadar Teşvikiye onun yabancısı olduğu bir muhit olsa da diğer ortak Pelin Dinçer Met bölgeyi tanıdığı için onun deneyimine güveniyor. Pelin Hanım ise New York'ta mekân işletmeciliği yapmış. Galata'da çalıştığı dönemde Necla Hanıma danışmanlık yapmış, ardından bu birliktelik ortaklığa dönüşmüş Genç bir şef olan Mehmet Şahin ise mutfaktan sorumlu. Henüz 25 yaşında ve yetenekli bir şef. Burayı açarlarken nasıl farklı bir tarz yaratabiliriz diye düşünmüşler. Farklı lezzetlerin sunulduğunu menüye baktığınızda hemen anlıyorsunuz. Menüdeki isimler ve malzeme bileşimleri oldukça farklı. Buraya “fine breakfast” akımının bir temsilcisi diyebilirim. Böyle bir akımı henüz görmedim ve sunulan tabakların her biri sıradan olmaktan oldukça uzak. Şefi genç yaşında bu kadar yaratıcı olduğu için kutluyorum. Rulez, Teşvikiye’nin mekânlarının bol olduğu bir sokağının sakin bir noktasında yer alıyor. O yoğunluğu geçtikten sonra karşınıza çıkıveriyor. Küçük ve samimi bir mekân. İçeride 8-10 masa var. Mutfak alt katta. Büyükçe bir bara sahip. Duvarlarda sanatsal çizimler var. Loş bir aydınlatmaya sahip mekâna girer girmez huzur hissediyorsunuz. Çalan müziklerin de etkisiyle uzun saatler geçirmeniz yüksek ihtimal. Menüden çok merak ettiğim yeşil omlet ile mekânın diğer favori lezzetlerinden olan kaburgalı çırpılmış yumurta ve füme sosis sipariş ediyoruz. Siparişimizden önce masamıza ikram olarak farklı bir meze ekşi maya ekmek dilimleri eşliğinde geliyor. Sarı mercimek ezmesi üzerine biraz çıtırlık ve acı yağ eklenmiş. Silip süpürmemiz uzun sürmüyor. Lezzetli bir başlangıç olmuş. Yeşil omlet adı gibi yemyeşil bir lezzet. İçinde avokado kreması, yeşil elma dilimleri, kuşkonmaz ve çıtır nohut var. Taze yeşillikler eşliğinde servis ediliyor. Şahsen avokadoyu seven biriyim. Buna eklenen elma aroması ve kuşkonmazın tadı lezzeti oldukça yukarı çekmiş. Çıtır nohut taneleri ise yemeğe hem bir renk hem de zıtlık katmış. Kaburgalı çırpılmış yumurta ise 96 saat sous vide yöntemiyle pişen etlerin ekşi maya ekmek üstünde çırpılmış yumurta ile birlikte sunumundan oluşuyor. Görsel olarak etkileyici bir tabak ve lezzetini de çok beğendim. Bu arada ekmekleri de kendileri yapıyorlar. Kimyonlu, zerdeçallı, biberli gibi farklı çeşitleri var. Her iki yemek de oldukça doyurucu. Tek başınıza gittiyseniz birlikte sipariş vermeyin derim. Ardından füme sosisi tadıyorum. Bu da farklı bir sunuma sahip bir tabak. Baklava yufkasına sarılmış füme sosis, kıvamlı bir patates püresi üstünde kırmızı soğan turşusu eşliğinde sunuluyor. Farklı lezzet katmanlarına sahip. İsli tadı seven biriyseniz bu tabağı mutlaka deneyin. Baklava yufkası milföy hamuru kıvamında olduğu için yemeği ağırlaştırmıyor ve keyifle yiyorsunuz. Bu üç tabağın dışında yan ürünler adı altında klasik kahvaltı lezzetlerinden de seçim yapabilirsiniz. Biz de üç çeşit peynir (keçi peyniri, gravyer ve tulum) ve zeytin tabağı aldık. Peynirin miktarı çok değil ama yoğun peynirler. Zeytinlerden özellikle yeşil zeytine bayıldım. Acı veya ekşi bir tadı olmadığı için yemesi çok rahattı. Malzeme kalitesi buraya da yansımış. Uzun bir kahvaltının ardından artık yerimiz kalmasa da ısrarlar sonucu tatlı denemek istedik. Kıtır irmik tatlısını ilk duyduğumda herhalde fazla kavrulmuş irmik parçaları yiyeceğiz diye düşündüm. Oysa gelen tabak yine bir sanat eseri görünümündeydi. İsrafı azaltmaya yönelik olarak kullanılan malzemelerin kabukları bile değerlendiriliyor. Kurutulan kabuklar toz haline getirilip tabakların süslenmesinde kullanılıyor. Sürdürülebilir mutfak akımını devam ettiriyorlar. Naneli muhallebi, limon ve portakal kreması temeline kıtır hamur parçaları dikey olarak yerleştirilmişti. Üstüne kabak çekirdekleri serpilmişti. Portakal parçaları ile tamamlanmıştı. Çok ferah bir tatlı olmuştu ve bunca yoğun lezzetten sonra çok iyi geldi. Hayatımda yaptığım en farklı kahvaltılardan biriydi ama menüde akşam yemeği için de seçenekler var. Üstelik bunlar yakında artacakmış. Mekânda şarap servisinin de olması önemli bir artı. Bu özel mekânı takipte kalacağım kesin.

Teşvikiye'de yeni açılan çok keyifli bir mekan. Kahvalti menusunde bildigimiz lezzetlerin modern bir cizgide yorumlanmış halini gormek beni cok etkiledi. Her bir urun sanat eseri ustalıgıyla servis edildi. Ben cok begendim. Fume sosis ve avakadolu omlet harika...