Reviews Kuzguncuk Balıkçısı

Zomato
Deniz D.
+5
Tatlı ve huzurlu bir mekan, ürünler gayet lezzetliydi.Personel ilgili ve güleryüzlüydü.Teşekkür ederiz.
8 months ago
Zomato
Zeki Pelit
+4
Balıkları tazeydi. Şömine olması bizim için baya cezbedici oldu. Sıcak ve güzel bir ortam. Elemanlar biraz soğuk mizaçlı. Teşekkürler
10 months ago
Zomato
Daver Esken
+5
Mekan hoş ve şirindi. Balıklarda güzel pişmiş ve yeterli porsiyondu. Zomato Gold'u sorunsuz kullandık. Teşekkürler
Oct 01, 2019
Zomato
Ersin Erdem
+4
Açıkcası 3 ile 4 puan arasında çok gidip geldim. Yemekler iyi ve fiyatları makul fakat çalışan bir garson beyefendi var aşırı ukela ve tavırları ile resmen puan kırdırıyor. Bazı lezzetleri gölgesinde bırakan çalışanlar vardır ya tam o misal. Tekrar şans vereceğim
Sep 30, 2019
Zomato
Murat Kutlu
+5
Kiremitte balık ve Paellası harika, salatası süper. Eşsiz bir deneyim. Bir dahaki sefere balık çorbasını ve de kalamarını deneyeceğim. Güleryüzlü hizmet.
May 01, 2019
Zomato
Buğra Gündoğan
+5
Istanbul’da ne zaman balik yemek istesem direk gidecegim mekandir. Calisanlar guleryuzlu ve hosgorulu , balik corbasi ve salatasi cok guzel baliklar her daim taze
Sep 18, 2018
Zomato
M.Cakkol
+3.5
Sevimli minicik bir yer. Paella yemek istedim ama kum midyesi olmadığı için yapamamislar. Balık çorbası fena değildi, kalamar biraz yağ emmis olsa da güzeldi. Mezgit tava yedik iyice kızarmış ve güzeldi. Salatası da hostu.
Jan 06, 2018
Zomato
Lezzet Gurusu
+3.5
Kuzguncu’ğun tek tük sokak arası balıkçılarından. İsmet Baba vb takıntınız yoksa, dar sokakların, çınaraltı tadında, mütevazi bir doyumluk için uğranabilir. Ufak ve az kapasiteli şirin bir mekan. Az güleryüz takviyesiyle herşey daha güzel olacaktır ;)
Nov 12, 2017
Zomato
Pelin
+5
Tam bir Kuzguncuk mekani. Kucuk, samimi, az sayida masasi olan bir yer. Paella ve deniz urunlu makarna yedik, paellayi bulgurdan yapmislar, degisik ama gayet guzel olmus. Makarna ise gayet bol malzemeli ve lezzetliydi. Balik mantisi ise efsane, denemeyen cok sey kaybeder. Balik corbasi guzeldi ama cok fazla dereotu koymuslar, dereotu seviyorsaniz problem yok, eşim bayildi ama benim gibi sevmeyen biri icin yemesi mumkun degil. Tek elestirim servis yapan arkadas icin olacak, oyle isteksiz oyle gonulsuz servis yapiyor ki insanin enerjisi gidiyor, biraz daha guleryuzlu servis olsa dort dortluk bir yer olacak. (Zomato gold u sorunsuzca kullandik.)
Oct 11, 2017
Zomato
Guruing The Gourmet
+3.5
Kuzguncuk'un o güzel sokaklarını ve esnafını bilmeyen yoktur. Kuzguncuk balıkçısı bu güzel esnaflardan biri. İstavrit ve çoban salatası alarak burada hoş vakit geçirmeye çalıştık. Balık lezzeti fena değildi, mevsimsel de olabilir ama daha iyi olabilirdi. Çoban salatası güzeldi. Ama en güzeli dışarıda bulunan masalardan birinde oturup vakit geçirmekti.
Jun 02, 2017
Zomato
İlkim Canoler
+5
Baliklarindan yemedik, sadece balik corbasindan ictik. Kaliteli ve lezzetliydi. Cok sirin bir ortami var. Kapinin onundeki masalarda bos yer bulursaniz ve hava da iyiyse burada yemek yemek keyifli oluyor.
Feb 05, 2017
Zomato
Emrah İşler
+5
Today we went to the kuzguncuk balıkcısı. The food we ate there was very fresh and very tasty. İ would recommend this restaurant in any way if someone is in the near.
The waiter also was very friendly and was able to speak with us in english.

Thank you for this great experience in the world of tastes.

Thumbs up
Dec 04, 2016
Zomato
Damla Karaca
+5
İstanbul daki en iyi balık çorbasını yapan otantik bir yer.Balıkları gayet taze ve lezzetliydi.Servisi olsun çalışan insanların müşteriye karşı tutumu bile buraya tekrar tekrar gitmeye değer.Fiyatları gayet uygun. .iyi vakit geçirmek ve güzel bir balık yemek istiyorsanız kesinlikle tercih edin.
Dec 01, 2016
Zomato
Atilla özyüksel
+4
Kuzguncuk, Tophaneye rakip, balıkçı küçük şirin bir yer ve göründüğünden daha lezzetli, balık çorbası çok güzeldi, iskorpit kavurma güveç çok ama çok güzeldi, tıpkı balık kokoreç gibi, salata hamsi tavasıda güzeldi, fiyatlar normal sayılır.
Sep 15, 2016
Zomato
F.D.
+3.5
Balik ekmeği nisanlim yedi. Ben ise somon balığı. Balik ekmeği klasik balık ekmek ama uskumrusu, somon balığı taze ve lezzetliydi. Benim için salata ayri bir yer tutar yemekte. Domatesi ve yeşillikleri resimdeki gibi oldukca lezzetli ve dogaldi. Domatesler ve yesillikler bostandan olmali. Fiyatlar birazcik pahali gibi geldi bana genel olarak tavsiye edebilecegim bir mekan.
Jul 31, 2016
Zomato
Entel Gurme
+3.5
Kuzguncuk Balıkçısı ara sokakta yer alan şirin bir mekan. İç dizayn ve dekorasyon oldukça renkli. Lezzet olarak balık çorbasını özellikle öneririm. Balıklar oldukça taze ve lezzetli gönül rahatlığıyla buraya gelebilirsiniz. tek sıkıntı servisin aşırı yavaş olması,  açken buraya gelenler stres yaşayabilir. fiyatlar  makul.
Jul 28, 2016
Zomato
Naz Kocaoğlu
+3.5
Kuzguncuk'ta küçük tatlı bir balıkçı... Biz burada balık ekmek yedik çok da beğendik. Kuzguncuk'a yolunuz düşerse uğramadan geçmeyin. Bir sonraki gidişimde paellası'nı da deneyeceğim.
May 22, 2016
Zomato
Gülben Soysal
+4.5
Kuzguncuk'un korunmuş ve hoş caddesinde yürürken solunuzda kalan küçük ama çok hoş bir mekan. Ben balık çorbasını tattım ve kesinlikle öneririm. Balık sevmeyen bir insana bile kendini sevdirebilen bir lezzetti. Bu güzel yerde karnınız acıkırsa uğramanızı öneririm.
Oct 12, 2015
Zomato
Ensar Kaymaz
+3.5
Lezzetli ve hesaplı, ama daha çok taze balık olmalı (: tavsiye edilebilir. salata iştah açıyor çorba da enfes, tatlı denemedik, bi dahaki sefere artık..
Sep 04, 2015
Zomato
Kesfettik
+5
İstanbul'da iyi #paella yapan nadir yerlerden biri de @kuzguncukbalikcisi ... İspanyollarin en meşhur yemeği paella burada bulgur ile yapılıyor. Deniz ürünlerinin taze oluşunun yanında sevimli dış cephesi ve 2. Katı ile gönlümüzü çeldi. Sadece paella değil elbette aradığınız tüm deniz ürünleri de mevcut. Siddetle tavsiye ediyorum👌👌🍲🍲🍜🍜😋😋😋
Sep 03, 2015
Zomato
Kaptan Nemo
+4
Samimi bir ortamı var.. Balık çorbası ve kiremitte balık, mümkünse mercan, tavsiye edilir. Tava balıkları yağ çekmiş olabiliyor kimi zaman. İşletmecisi hanımefendi ilgili bir kişi ve sizi rahat ettirmeye çalışıyor. Eski Istanbul mahallesinde sevimli bir balıkçı dükkanı...
Apr 28, 2015
Zomato
Cotanjant
+3.5
Bu mekanın balık çorbası benim favorimdir. Çalışanları saygılıdır. Hizmet için hızlı diyebilirim. Paeyası benim damak tadıma uygun değildi ancak kişiye göre değişebilir tabiki.
Apr 13, 2015
Zomato
Burnout Super Foodie
+3.5
Kuzguncuk'un çok renkliliğine uygun şeker bir mekan. Önden güzel bir çoban salatayla açlığımızı bastırdık. Kiremitte balık, kırlangıç kavurma aldık, çocuşa da mezgit pane... Kiremitte balık özellikle lezizdi. Menü kısıtlıydı ama bu bir defekt sayılmaz tabi. Serviste biraz gecikmeler olsa da acelemiz yoktu ve güleryüzlü mekanın afiyetle tadını çıkardık.
Apr 06, 2015
Zomato
Gizem Koz
+4
Kuzguncuk gunun yorgunlugunu atip stresten ve kaostan bir kac saatligine de olsa kurtulabileceginiz muhtesem bir yer. Oyle ki kendinizi ferzan ozpetek filmlerinden birinde fonda muzik calarken yuruyor gibi hissedebilirsiniz. Kuzguncuk balikcisi da kuzguncugun felsefesini tam anlamiyla yansitmayi basaran bir mekan. Her sey cok tatli ve diger yerlerde beni rahatsiz eden "zorlama salaslik" hissi yok. Mekanin samimiyetinin calisanlarinin samimiyetinden geldigine suphe yok. Sokakta oturup baliginizi yerken yan masada oturan insanlarla sohbet edebilirsiniz. :)
Apr 04, 2015
Zomato
Burcu Katırlı
+5
Perihan Abla Sokakta eviniz gibi samimi bir ortam. Tam kivaminda balik çorbasini kesinlikle tavsiye ederim. Kuzguncu'ga gittiginizde içininizi, ruhunuzu ve karninizi doyurabileceginiz güzel bir mekan. Fiyatlari da gayet normal.
Mar 02, 2015
Zomato
Merve Kaptan
+4
Yedigim en iyi humuslardan biriydi diyebilirim. Perihanabla sokakta bulunan,mahalle kulturune sahip önu arnavut kaldirimli balikcida bulgurdan yapilan paella yemenizde mumkun.Balik corbasi lezzetliydi.Meze tabagindaki deniz fasulyesini ilk defa yedim ve cok begendim.Bi daha ki gelisimde paellayi mutlaka deneyecegm
Jun 12, 2014
Zomato
Irmak Öngü
+5
Kuzguncuk Balikçisi'nda tattigimiz mükemmel yiyecekler.. Bir de fotografini koymadigim harika bir aromasi olan balik çorbasi var, oraya gidildiginde mutlaka içilmesi gereken bir çorba!
May 23, 2014
Zomato
Bedi Egilmez
+4.5
Disaridan o kadar guzel duruyor ki onunden gecerken sizi davet ediyor resmen. Levrek izgara ve fener kavurma yedik, ikisi de lezzetliydi. Salata biraz fazla limonluydu ama tazeydi.
Aug 03, 2013
Zomato
Tülin Kiliç
+4.5
Kuzguncuk'un güzellikleri içinde yer alan Limonluk Kahvesi, dekorasyonu, içecek menüsü ve samimi ortami ile ilgi çekiyor. Zengin aromali çay çesitlerinin yanisira pazili börek ve yaprak sarma gibi spesialiteleriyle de damak tadinizi senlendirecek. Öglenleri ev yemekleri bulabileceginiz Limonluk Kahvesi' nin arap kek ve lahana dolmasi pek meshur. Krep, sandviç ve salata çesitleri kafenin zengin seçenekleri arasinda yer aliyor. Içeceklerden ise mekana adini veren limonluk kahvesini ve çay aromayi kesinlikle denemelisiniz.


-----04 Mar, 2013-----

Kuzguncuk'un güzellikleri içinde yer alan Limonluk Kahvesi, dekorasyonu, içecek menüsü ve samimi ortami ile ilgi çekiyor. Zengin aromali çay çesitlerinin yanisira pazili börek ve yaprak sarma gibi spesialiteleriyle de damak tadinizi senlendirecek. Öglenleri ev yemekleri bulabileceginiz Limonluk Kahvesi' nin arap kek ve lahana dolmasi pek meshur. Krep, sandviç ve salata çesitleri kafenin zengin seçenekleri arasinda yer aliyor. Içeceklerden ise mekana adini veren limonluk kahvesini ve çay aromayi kesinlikle denemelisiniz.

Mar 04, 2013
Zomato
Sena Ercan
+4
Hikayesi olan, buram buram mahalle kulturu kokan Perihan Abla Sokaginda yer aliyor Kuzguncuk Balikcisi. Restoranin fotografini gorup tav olmustum ve en yakin arkadasimi Kuzguncuk'a kadar surukledim burasi icin. Sokaga girdiginiz anda bir aileye girmis gibi hissediyorsunuz kendinizi. Herkes birbirini taniyor, selamlasiyor, Cok yasa diyor, paylasiyor. Kucuk ama o kadar samimi ve guzel bir dunya ki burasi cikmak istemiyorsunuz. Gelelim yemeklere. Oncelikle gitmeden once herkes tarafindan tavsiye edilen Balik corbasi gercekten cok basarili. Kendinizi kaybedip 2 kase icebilirsiniz. Baliklarin hepsi taze o yuzden mevsime gore balik tercihinizi yapip gonul rahatligiyla tadina varabilirsiniz. Bir de Turkiye'de pek rastalamadigimiz Paella'yi burada denedik. Biraz Turk usulu olmus olsa da fena degildi. Fiyatlar cok uygun. Mahalleyi anlattiktan sonra servisi anlatmama gerek yok sanirim :) Simdiden afiyet olsun.
Aug 28, 2014
Zomato
LOKANTALARIM
+4
http://lokantalarim.blogspot.com.tr/2014/04/kuzguncuk-balkcs.html

"Kimin başı sıkışsa, koşar Perihan Abla..." Bazen hiç anlam veremediği bir anda, bazı nakaratlar insanın kulağında yankılanmaya başlar. Perihan Abla dizisi...Her ne kadar klişeler ve tekrarlarla dolu olsa da, belki gerçekten mahalle kültürünü anımsattığı ve insanları geçmiş "güzel" günlere götürdüğü, ya da belki sadece tek kanala mahkum bir milletin mecburi seçeneği olduğu için Perihan Abla dizisi çok izlenirdi seksenli senelerde. Bugün, insanları aptallaştırdığına inandığım için hiçbir Türk dizisini seyretmeyen bendeniz, o yıllarda pek çok bölümünü izlemiştim Perihan Abla'nın. Alternatifsizlik dışında, bugünkü diziler gibi üç saat sürmediğini ve insanı bayıltmadığını da özellikle vurgulamam gerekiyor. Aynı dialogları her dizide duyar, çaktırmadan vurgulanan insani değerleri ve "ah ne güzeldi eski İstanbul'da yaşam" mesajını alır, mahalle hayatının canayakın, yardımsever, sadık ve dost canlısı dünyasının renklerine hayranlıkla bakar, yine kös kös içinde debelendiğimiz alışılmış apartman dairelerimizde karşı komşumuzu tanımadan, kimseye selam vermeden, kendi fanusumuzun içinde, hüzün ve yalnız yaşamaya devam ederdik. Hüzünlü senelerdi bana kalırsa seksenler. Her ne kadar Türkiye'nin büyük bir atılım yaptığı, dünyaya açıldığı, ekonomik kalkınma konusunda ciddi adımlar attığı, demokrasi konusunda ilerleme kaydettiği düşünülüyor olsa da, bana kalırsa, seksenli yıllar; kültür, insaniyet, saygı, estetik, yüksek beğeniler konusunda memlekette kalan son kırıntıların da yok edildiği, silip süpürüldüğü ve iyiden iyiye melez, renklerden yoksun, hırs ve şark kurnazlığının yarattığı bir hayat tarzının ortaya çıktığı bir dönemdir. Perihan Abla dizisi de, işte tam o senelerin göbeğinde, geçmişin basit ama dayanışma yüklü alt kültürüne özlemle bakan bir projeydi. Bu yüzden sevildi. Hüznün tam ortasında bir geriye bakış, bir dinlenme, bir iç çekmeydi belki de.



Sokak tabelasında "Perihan Abla" yazıyor. Ne tuhaf. Kafamı kaldırıp gülümsüyorum. Başka ne yapabilirim ki. Güneşli bir Nisan günü, daracık bir sokakta, sokağa kaygısızca atılmış bir masada oturmuşsanız ve sokak tabelasında "Perihan Abla" yazıyorsa, gülümsemek dışında ne yapabilirsiniz ki? Sigara içiyor olsaydım bu noktada bir sigara yakardım kesin. Neden bilmem, bu sigaranın Benson&Hedges olması gerekirdi. Elimde bir duble rakı, aklımda geçmişin tatlı büyüsü, önümde de beni teklifsizce kabul eden dost bir sokak olurdu. Marcel Proust misali "Yitik Zamanın İzinde" dolaşıyor olurdum. Kaybedilen gençliğime, boşa geçtiğine inandığım pek çok zamana, pişmanlık ve hüzünlerime hiç kafayı takmaz, geçen zamanda olup bitenleri, "oldukları" gibi kabul eder, yaşamın keyfine varırdım.



Gözlerimi açıyorum. Yine "Perihan Abla" yazıyor sokak tabelasında, şaka değil. Dizinin çekildiği sokakta , Kuzguncuk Balıkçısı'nın sahibi ve yemeklerinin mucidi Nükte Hanım'la güzel güzel sohbet ediyorum. Daracık sokağın üzerinde küçücük bir masa, masada bir balık çorbası, balık çorbasına daldırdığı kaşığı ağzına her götürüşünde gözlerini yumup keyifle sırıtan bendeniz... Çorbanın hammadesi mezgit de olsa, balık suyu kırlangıçtan üretilme olduğu için çok güzel bir tadı var. Çok seviyorum balık çorbasını. Oysa bu memleketin çocukları balık çorbasını sevmez, tarhana falan severler. Her ne kadar her yanımız deniz de olsa bu muazzam lezzeti anlayamayız biz. İçimden "Bin sene olmadı mı biz buraya geleli? Hala mı göçebeyiz?" diye bağırmak geliyor. Ama bunu yapmıyorum, zira çorbanın harika terbiyesi ve kırlangıcın büyülü fısıltıları beni sakinleştiriyor.







Kilise vakfına ait bir binada hizmet veriyor Kuzguncuk Balıkçısı. Kiliseye de çok yakın, dolayısıyla içki servisi yok burada. (Tıpkı Suna'nın yerinde olduğu gibi !!!!) İki katlı şirin bir bina; bir de asmakat şeklinde mutfak işlevi gören sımsıcak bir bölümü var. İnsan, mekanın içinde o "ufacıklık" duygusuna karşın kendini basılmış hissetmiyor kesinlikle. Rahat bir havası var, üç-beş masa yine. Ama tabii ki, şimdi sokağın üzerinde oturmuş olan bendeniz, bedenimi ısıtan Nisan güneşiyle içeri girmeyi gereksiz buluyorum. Dışarıda, biraz Kuzguncuk, azıcık da memleketin mutfak kültürünü harmanlayan bir sohbetin içindeyim. Kuzguncuk İstanbul'da ilk "gentrification" vakasının yaşandığı semt belki de. Perihan Abla dizisinin ardından buranın yaşayan profilinde ciddi değişiklikler boy göstermiş. Adeta Kuzguncuk "hatırlanmış" insanlar tarafından. Buralarda diziler çekilmiş, mimarlık büroları açılmış, küçük küçük lokantalar görülmeye başlamış. Kuzguncuk Balıkçısı'nın yerinde daha önce yine Nükte Hanım'a ait bir cafe mevcutmuş, sonra yerini balıkçıya bırakmış.



Nükte Hanım, insanların balık yemesi gerektiğine inanan biri. (benim gibi) Hiçbir yemeğin 25 TL'nin üzerinde olmadığı bir mekan açtığını, tüm deniz mahsüllerinin taze olduğunu, günlük hazırlandığını, hem öğle, hem de akşam yemeklerini hedeflediklerini söylüyor. Mekanın yeri çok merkezi ve ulaşımı kolay olsa da, arabanız varsa park edecek yer bulmakta güçlük çekebilirsiniz, benden söylemesi. Ben harika bir havada geldim, ama hüzünlü bir kış gecesinde buraya gelip içeride oturarak balık yemenin de güzel olabileceğine inanıyorum.



Güzel sohbetin ortasında masayı şenlendiren ikinci yemek paella. İspanyol mutfağının çok ateşli savunucularından birisi olmadığımı düşünüyorum bu yemek masaya doğru süzülürken. Evet, dünyada pek çok mutfağa göre, İspanyol yemeklerini tercih ederim, lakin İtalyan ve Çin'in kalbimdeki kemikleşmiş yerine hiçbir zaman ulaşamamıştır İspanyollar. Ama bu paella farklı! Bulgurdan yapılmış olması beni çok şaşırtıyor. Google kuşağının yorulmaz bir mensubu olarak bulgur-paella'nın nerelerde karşımıza çıktığını bir araştırıyorum. Türkiye'de pek yapılmadığını görüyorum hemen. Gavur ülkelerinde "poor man's paella" - "fakir adamın paellası" diye konumladıklarını görüyorum birkaç yerde. Bana kalırsa gayet gurmelere layık bir yemek olmuş bulgur paella. İçinde zerdeçal da var, tadını hemen alıyorsunuz. Deniz mahsülleri de cabası. Kum midyesi ve kalamarın tadını çıkarıyorum yerken. Bu yemeğin yanında sarışın bir biranın çok iyi gideceğini geçiriyorum aklımdan. Dengeli, hafif, insanın damağına saldırmayan bir pilsner ile birlikte bulgur paellanın tadına doyulmaz, diye düşünüyorum.







Hayat güzel ! Beni tanıyanlar bu cümleciği benden duymaya pek alışkın değillerdir aslında. Ama bugün yaşam güzel bir yanını gösteriyor bana. Demek ki gerçekten, kimin başı sıkışırsa, Perihan Abla koşuyor. Sorun kalmıyor, dertler uzaklaşıyor, tasalar ağır ağır bitiyor. Ama yemeye devam ediyoruz tabii. Kırlangıç geliyor masaya, mantarla danseden enfes bir şekilde pişirilmiş, tadı krallara layık. Kendimi daha da iyi hissediyorum. Karşıdaki ev yemekleri yapan Asude Lokantası'nın ve Ekmek Teknesi'nin Kuzguncuk Balıkçısı'na göre daha çok müşterisi var. İnsanlarımızın anlamadığı bir nokta olduğunu düşünüyorum bu saptamayı yaparken:



EV YEMEKLERİ EVDE YENİR!!!



Evde tencere yemeği pişmeyen, ağırlıklı olarak bekar erkek güruhundan oluşan bir topluluğun dışarıda tencere yemekleri yemesini anlayabiliyorum, ama her gün evde istediği gibi beslenen halkımın dışarıda da bu yemeklerin peşinde koşmasını havsalam almıyor. Kusura bakmayın, ama dışarı çıktığınızda bana kalırsa evde pişmeyen bir şeyler yemelisiniz sevgili okurlar. Öte yandan bu mekanların çok ucuz olmasından dolayı tercih edilme olasılıkları da mevcut. Bunu asla bilemeyeceğim, çünkü oralarda yemeyeceğim.



Kuzguncuk Balıkçısı'ndan büyük bir mutlulukla kalktım, bu yazıyı yazmaya koyuldum. Dilerim siz de salt yemek yiyerek mutlu olabileceğiniz bir hayat yaşarsınız.



İcadiye Cad. Perihan Abla Sok.

No:3 Kuzguncuk, Üsküdar / İstanbul

0 216 341 0144


-----16 Apr, 2014-----

http://lokantalarim.blogspot.com.tr/2014/04/kuzguncuk-balkcs.html

"Kimin basi sikissa, kosar Perihan Abla..." Bazen hiç anlam veremedigi bir anda, bazi nakaratlar insanin kulaginda yankilanmaya baslar. Perihan Abla dizisi...Her ne kadar kliseler ve tekrarlarla dolu olsa da, belki gerçekten mahalle kültürünü animsattigi ve insanlari geçmis "güzel" günlere götürdügü, ya da belki sadece tek kanala mahkum bir milletin mecburi seçenegi oldugu için Perihan Abla dizisi çok izlenirdi seksenli senelerde. Bugün, insanlari aptallastirdigina inandigim için hiçbir Türk dizisini seyretmeyen bendeniz, o yillarda pek çok bölümünü izlemistim Perihan Abla'nin. Alternatifsizlik disinda, bugünkü diziler gibi üç saat sürmedigini ve insani bayiltmadigini da özellikle vurgulamam gerekiyor. Ayni dialoglari her dizide duyar, çaktirmadan vurgulanan insani degerleri ve "ah ne güzeldi eski Istanbul'da yasam" mesajini alir, mahalle hayatinin canayakin, yardimsever, sadik ve dost canlisi dünyasinin renklerine hayranlikla bakar, yine kös kös içinde debelendigimiz alisilmis apartman dairelerimizde karsi komsumuzu tanimadan, kimseye selam vermeden, kendi fanusumuzun içinde, hüzün ve yalniz yasamaya devam ederdik. Hüzünlü senelerdi bana kalirsa seksenler. Her ne kadar Türkiye'nin büyük bir atilim yaptigi, dünyaya açildigi, ekonomik kalkinma konusunda ciddi adimlar attigi, demokrasi konusunda ilerleme kaydettigi düsünülüyor olsa da, bana kalirsa, seksenli yillar; kültür, insaniyet, saygi, estetik, yüksek begeniler konusunda memlekette kalan son kirintilarin da yok edildigi, silip süpürüldügü ve iyiden iyiye melez, renklerden yoksun, hirs ve sark kurnazliginin yarattigi bir hayat tarzinin ortaya çiktigi bir dönemdir. Perihan Abla dizisi de, iste tam o senelerin göbeginde, geçmisin basit ama dayanisma yüklü alt kültürüne özlemle bakan bir projeydi. Bu yüzden sevildi. Hüznün tam ortasinda bir geriye bakis, bir dinlenme, bir iç çekmeydi belki de.

Sokak tabelasinda "Perihan Abla" yaziyor. Ne tuhaf. Kafami kaldirip gülümsüyorum. Baska ne yapabilirim ki. Günesli bir Nisan günü, daracik bir sokakta, sokaga kaygisizca atilmis bir masada oturmussaniz ve sokak tabelasinda "Perihan Abla" yaziyorsa, gülümsemek disinda ne yapabilirsiniz ki? Sigara içiyor olsaydim bu noktada bir sigara yakardim kesin. Neden bilmem, bu sigaranin Benson&Hedges olmasi gerekirdi. Elimde bir duble raki, aklimda geçmisin tatli büyüsü, önümde de beni teklifsizce kabul eden dost bir sokak olurdu. Marcel Proust misali "Yitik Zamanin Izinde" dolasiyor olurdum. Kaybedilen gençligime, bosa geçtigine inandigim pek çok zamana, pismanlik ve hüzünlerime hiç kafayi takmaz, geçen zamanda olup bitenleri, "olduklari" gibi kabul eder, yasamin keyfine varirdim.

Gözlerimi açiyorum. Yine "Perihan Abla" yaziyor sokak tabelasinda, saka degil. Dizinin çekildigi sokakta , Kuzguncuk Balikçisi'nin sahibi ve yemeklerinin mucidi Nükte Hanim'la güzel güzel sohbet ediyorum. Daracik sokagin üzerinde küçücük bir masa, masada bir balik çorbasi, balik çorbasina daldirdigi kasigi agzina her götürüsünde gözlerini yumup keyifle siritan bendeniz... Çorbanin hammadesi mezgit de olsa, balik suyu kirlangiçtan üretilme oldugu için çok güzel bir tadi var. Çok seviyorum balik çorbasini. Oysa bu memleketin çocuklari balik çorbasini sevmez, tarhana falan severler. Her ne kadar her yanimiz deniz de olsa bu muazzam lezzeti anlayamayiz biz. Içimden "Bin sene olmadi mi biz buraya geleli? Hala mi göçebeyiz?" diye bagirmak geliyor. Ama bunu yapmiyorum, zira çorbanin harika terbiyesi ve kirlangicin büyülü fisiltilari beni sakinlestiriyor.



Kilise vakfina ait bir binada hizmet veriyor Kuzguncuk Balikçisi. Kiliseye de çok yakin, dolayisiyla içki servisi yok burada. (Tipki Suna'nin yerinde oldugu gibi !!!!) Iki katli sirin bir bina; bir de asmakat seklinde mutfak islevi gören simsicak bir bölümü var. Insan, mekanin içinde o "ufaciklik" duygusuna karsin kendini basilmis hissetmiyor kesinlikle. Rahat bir havasi var, üç-bes masa yine. Ama tabii ki, simdi sokagin üzerinde oturmus olan bendeniz, bedenimi isitan Nisan günesiyle içeri girmeyi gereksiz buluyorum. Disarida, biraz Kuzguncuk, azicik da memleketin mutfak kültürünü harmanlayan bir sohbetin içindeyim. Kuzguncuk Istanbul'da ilk "gentrification" vakasinin yasandigi semt belki de. Perihan Abla dizisinin ardindan buranin yasayan profilinde ciddi degisiklikler boy göstermis. Adeta Kuzguncuk "hatirlanmis" insanlar tarafindan. Buralarda diziler çekilmis, mimarlik bürolari açilmis, küçük küçük lokantalar görülmeye baslamis. Kuzguncuk Balikçisi'nin yerinde daha önce yine Nükte Hanim'a ait bir cafe mevcutmus, sonra yerini balikçiya birakmis.

Nükte Hanim, insanlarin balik yemesi gerektigine inanan biri. (benim gibi) Hiçbir yemegin 25 TL'nin üzerinde olmadigi bir mekan açtigini, tüm deniz mahsüllerinin taze oldugunu, günlük hazirlandigini, hem ögle, hem de aksam yemeklerini hedeflediklerini söylüyor. Mekanin yeri çok merkezi ve ulasimi kolay olsa da, arabaniz varsa park edecek yer bulmakta güçlük çekebilirsiniz, benden söylemesi. Ben harika bir havada geldim, ama hüzünlü bir kis gecesinde buraya gelip içeride oturarak balik yemenin de güzel olabilecegine inaniyorum.

Güzel sohbetin ortasinda masayi senlendiren ikinci yemek paella. Ispanyol mutfaginin çok atesli savunucularindan birisi olmadigimi düsünüyorum bu yemek masaya dogru süzülürken. Evet, dünyada pek çok mutfaga göre, Ispanyol yemeklerini tercih ederim, lakin Italyan ve Çin'in kalbimdeki kemiklesmis yerine hiçbir zaman ulasamamistir Ispanyollar. Ama bu paella farkli! Bulgurdan yapilmis olmasi beni çok sasirtiyor. Google kusaginin yorulmaz bir mensubu olarak bulgur-paella'nin nerelerde karsimiza çiktigini bir arastiriyorum. Türkiye'de pek yapilmadigini görüyorum hemen. Gavur ülkelerinde "poor man's paella" - "fakir adamin paellasi" diye konumladiklarini görüyorum birkaç yerde. Bana kalirsa gayet gurmelere layik bir yemek olmus bulgur paella. Içinde zerdeçal da var, tadini hemen aliyorsunuz. Deniz mahsülleri de cabasi. Kum midyesi ve kalamarin tadini çikariyorum yerken. Bu yemegin yaninda sarisin bir biranin çok iyi gidecegini geçiriyorum aklimdan. Dengeli, hafif, insanin damagina saldirmayan bir pilsner ile birlikte bulgur paellanin tadina doyulmaz, diye düsünüyorum.



Hayat güzel ! Beni taniyanlar bu cümlecigi benden duymaya pek aliskin degillerdir aslinda. Ama bugün yasam güzel bir yanini gösteriyor bana. Demek ki gerçekten, kimin basi sikisirsa, Perihan Abla kosuyor. Sorun kalmiyor, dertler uzaklasiyor, tasalar agir agir bitiyor. Ama yemeye devam ediyoruz tabii. Kirlangiç geliyor masaya, mantarla danseden enfes bir sekilde pisirilmis, tadi krallara layik. Kendimi daha da iyi hissediyorum. Karsidaki ev yemekleri yapan Asude Lokantasi'nin ve Ekmek Teknesi'nin Kuzguncuk Balikçisi'na göre daha çok müsterisi var. Insanlarimizin anlamadigi bir nokta oldugunu düsünüyorum bu saptamayi yaparken:

EV YEMEKLERI EVDE YENIR!!!

Evde tencere yemegi pismeyen, agirlikli olarak bekar erkek güruhundan olusan bir toplulugun disarida tencere yemekleri yemesini anlayabiliyorum, ama her gün evde istedigi gibi beslenen halkimin disarida da bu yemeklerin pesinde kosmasini havsalam almiyor. Kusura bakmayin, ama disari çiktiginizda bana kalirsa evde pismeyen bir seyler yemelisiniz sevgili okurlar. Öte yandan bu mekanlarin çok ucuz olmasindan dolayi tercih edilme olasiliklari da mevcut. Bunu asla bilemeyecegim, çünkü oralarda yemeyecegim.

Kuzguncuk Balikçisi'ndan büyük bir mutlulukla kalktim, bu yaziyi yazmaya koyuldum. Dilerim siz de salt yemek yiyerek mutlu olabileceginiz bir hayat yasarsiniz.
Jul 24, 2014
Clicca per espandere